İskender ile Diyojen
İskender, Biga çayında
Pers ordusunu yener. Gordiyon’a gelir.
Diyojen hakkında duydukları vardır. Onunla görüşmek ister ve generallerinden birine onu Sinop’tan getirmesini söyler.
General Sinop'a gider Diyojen’i bulur ve kendisini İskender'e götürmek için geldiğini söyler.
Diyojen, Generale İskender'in kim olduğunu sorar. General'de onun dünyayı fethe çıkan
Makedonya'nın genç
kralı olduğunu söyler.
Diyojen Generale ; '' kölemin kölesi, görüşmek istiyorsa buraya gelsin'' der.
General döner ve İskender'e Diyojen’in sözlerini iletir.
İskender Generali ile Diyojen'e gider.
Diyojen'e ' dünyayı fethe çıkmış bir kralın nasıl olur da fıçıda yaşayan, su içmek için bir tası bile olmayan bir adamın kölesinin kölesi olduğunu sorar.
Diyojen, İskender’e onu dünyayı fethetmeye neyin sebep olduğunu sorunca,
İskender ; ''hırs ''
der. , Diyojen de ; '' işte o da benim kölem ''der.
O zaman akşam güneşinin önünde duran İskender 'dile benden ne dilersen ''deyince;,,
Diyojen ''gölge etme
başka ihsan istemem ''der.
İskender bir kere daha baltayı taşa vurmuştur.
Generaline döner : ''İskender olmasaydım, Diyojen olurdum ''der ve yola koyulurlar.
Kıssa: ya hırsın
kölesi ya da efendisi olursunuz. Arada kalanlardan bahseden olmaz