4 Aralık 2019 Çarşamba

GÖNEN ANTİK ÇAĞ TARİHİ


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Derleyen; Gürol DEMİR



(Agamemnon ; Menelaos’un ağabeyi Miken kralıdır.)
Ares’in sevdiği Menelaos’ta  dondu kaldı, ama
okun kirişiyle sivrileri dışarda baktı ki ;
yüreği girdi yeniden göğsüne, açıldı içi.
Kral Agamemnon, Menelaos’u tuttu elinden,
konuştu boğuk boğuk hıçkırarak,
karşıladı dostları onu hıçkırıklarla:

‘’ Demek bu anlaşmayı sen ölesin, diye yaptım kardeşim,
Troia’lılara karşı AKHA’ların önüne kodum seni.
İşte çiğnediler anlaşmamızı, vurdular seni.
Kurbanların kanı boşa gitti sayılmaz, ama
arı şaraplar, el sıkışmalar boşa gitti sayılmaz.
Şimdi bir şeye karışmasa da Olympos’lu,
er geç bir gün el koyar,
kendi başları, karıları, çocuklarıyla ödetir onlara,
ben kafamla, yüreğimle iyi biliyorum bunu,
bir gün gelir yok olur kutsal İLİON.
                                                                                                                                                                                        5    

(Pandaros’un ölümüne doğru)
(İliada V.165-175)
Aineias kargı savaşına doğru yürüdü
Tanrıya benzer PANDAROS’U aradı.
Buldu Lykaon’un kusursuz güçlü oğlunu,
Geldi onula göz göze, dedi ki ;
‘’ Hani Pandaros, yayın nerede ?
Kanatlı okların, ünün hani?
Burada seninle boy ölçüşecek tek yiğit yok,
senden üstünüm diye övünemez, Lykia’da tek kişi.
Kaldır ellerini, Zeus’a yalvar yakar hadi,
at okunu şu adamın üstüne,
bak nasıl da kasıp kavurdu ortalığı,
Troia’lılara nice yıkımlar getirdi,
nice soylu yiğitleri getirdi dize,
yoksa kurbanlar kesilmedi diye
Troia’lılara bir tanrı mı öfkelendi ne ?
Ezer geçer, dinlemez tanrı öfkesi ‘’

(İliada V. 193)
Atlarım, arabam da yok ki bineyim.
Ama Lykaon’un sarayında (Zeleia’da) on bir araba durur,
yepisyeni kız gibi arabalar,
örtüler serilmiş üzerlerine,
her araba önünde iki tane at,
kızılca buğday, ak arpa yiyen atlar,
kargı atan yaşlı Lykaon demişti bana
çıktığım gün derli toplu evinden,
atlara arabaya bin demişti,
önderlik et zorlu savaşta Troia’lılara,
atları düşündüm de dinlemedim onu
-Dinleseydim ne iyi olurdu
edemezler, dedim, karınlarını doyurmadan
düşmanla kuşanmış insanlar arasında
yemsiz kalmasınlar dedim.
Bıraktım onları, İlion’a yaya geldim,
güvenmiştim yayıma.
Oysa yayım hiç yaramayacakmış işime.
Bir gün dönersem yurduma,
gözlerimle görürsem toprağımı, karımı,
yüksek çatılı büyük evimi görürsem,
gelsin o gün koparsın bir yabancı adam,
şu oku elimle kırıp atmazsam yanan ateşe
benimle boş yer gelmiş o.
   Karşılık verdi Aineias, Troia’lıların önderi, dedi ki :
‘’ Öyle deme, ikimiz, atlarımız arabalarımızla,
Elde kargı, karşı gelip şu adam,
gücümüzü denediğimiz zamana dek böyle bu.
Hadi sen gel bin arabama, görsün Diomedes Tros’un atlarını.
( DiomedesArgos Kralı)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder