11 Mart 2020 Çarşamba

CELAL YILMAZ'IN KALEMİNDEN ÖMER SEYFETTİN


İkinci Bölüm

Necati Mert “Cumhuriyeti kuracak bir kuşağın siyasetten ve ekonomiden ne anladığını, din, millet, çağdaşlık, eğitim, kadın konularında neler düşündüğünü öğreniyoruz ondan. Şehir olsun, kırsal olsun, sade insanlarıyla nasıldır bu koşullarda? Hikâyeleri de, bu tanıklığı anlatıyor bize.”

Hülya Argunşah "Ömer Seyfettin'e göre insan olmanın ve hayatın anlamı, mefkûre (ideal, gaye, ülkü) sahibi olmaktadır. Onun hikâyelerinde bilgi, dostluk, dürüstlük, güven, hak, adalet de birer yüksek değer olarak yer alırlar" diyerek onun evrensel değerlerine değinmektedir.

Adnan Özyalçıner “Ömer Seyfettin, yalın bir dil, süssüz, açık bir anlatımla yazdığı öykülerinde halka, onun duygusal, toplumsal sorunlarına eğilmiştir... İlk gençliğimde okuduğum hikâyeleri, kariyerimi tetikleyen unsur olmuştur”

Recep Duymaz “Ömer Seyfettin, hem düşünceleri, hem dilinin düzgünlüğü sebebiyle her Türk gencinin okuması ve yakından tanıması gereken bir hemşerimizdir”

Rasim Özdenören “…Ömer Seyfettin, kanımca bütün hikâyeleriyle dünya edebiyatında müstesna bir yere sahiptir. Onun bütün hikâyeleri dünyanın hangi dilinde okunursa okunsun zevkle, keyifle okunabilecek ürünlerdir. (...) Çehov ve Maupassant dâhil, dünyanın bütün öykücüleriyle boy ölçüşebilecek bir yazarımızdır o...”

‘Dünya Yazarı Ömer Seyfettin’ ifadesi, doğduğu ve Cennet diye nitelediği Gönen’de Mart 2011’de düzenlenen "Ömer Seyfettin'i dünyaya tanıtmak" başlıklı panelde, "Neden dünya Ömer Seyfettin'i anlamalı" sorusuna cevap aranırken dile getirilmiş. Aynı yıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği sempozyumun ve Mustafa Miyasoğlu’nun altı sayfalık bildirisinin adı “Bir Dünya Yazarı - Ömer Seyfettin” idi.

2018’de Sarıyer ve Gönen’de düzenlenen Ömer Seyfettin etkinliklerinde Nazım H. Polat “O bir dünya yazarıdır” sözleriyle konuya dikkat çekti. “Ömer Seyfettin, kendisinden önceki hikâyecileri gölgede bırakacak derecede güzel ve sağlam yapılı hikâyeler kaleme almış bir yazarımızdır. Dünya edebiyatı içinde Türk hikâyeciliğini temsil edebilecek isimler arasında onu en başa yazabiliriz…”

Sanatçı ve eserinin layıkıyla tanınmasında, yarattıklarının yanı sıra, hakkında yazılanlar ve adına düzenlenen etkinlikler önemli rol oynar. Son tespit edilenlerle, öykü, roman, şiir, makale, fıkra, mektup, anı, çeviri vd. kalem tecrübelerinin sayısı 532’ye ulaşan Ömer Seyfettin hakkında yazılan kitaplar ve yapılan akademik çalışmalar onun yazdıklarının üç katını aşmıştır.

Yaşadığı yıllardan itibaren yabancı dillere çevrilmeye başlayan eserleri Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Rusça, Yunanca, Boşnakça, Bulgarca, Ukraynaca, Korece, Japonca, Arapça, Gürcüce, Letonca, Urduca, Özbekçe vd. onlarca dilde okunuyor, dünya üniversitelerinde Türk dili eğitiminde yararlanılıyor.

Bu çalışmalar elbette olumlansa da, gerek yazdıkları gerekse de hakkında yazılanlar acaba topluma yeterince ulaşabilmiş midir?

25 yıllık çalışmayla, “eserlerine her şeyden önce hayatını ve çatışmalarını koyan bir yazarın hikayesi” diyerek, Ömer Seyfettin'in yaşamını mükemmelen romanlaştıran Tahir Alangu "yazarlar ve sanatçıların hiçbir yerde yalnız eserleri ile değerlendirilip uzun süre ayakta kalamadıkları, hele çağımızda yeni değerlendirmeler ve yan türlerle desteklenmedikleri taktirde unutulma ve yıpranmanın sürüp gideceği"nden bahseder... Sarıyer etkinliği hazırlığı esnasında, Zülfü Livaneli "Ömer Seyfettin'in çok ihmal edildiğini" dile getirmişti.

Külliyatı şimdilik tamamlanmış göründüğüne göre; Ömer Seyfettin ve sanatı hakkında bütünsel çalışmaların artarak süreceği, ‘Dünya Yazarı’ kavramının değerli üstatlarca her yönüyle değerlendirileceği, çağdaş mesajlarının topluma daha çok erişeceği inancıyla. Hele ki, sanatındaki zirvesi ve ebediyete göçünün 100. Anma Yılında!

Celal Yılmaz
(Ömer Seyfettin okuru)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder